Kehf Suresi (18): Çevrimiçi Okuyun ve İndirin - Türkçe Çeviri

Kehf Suresi Hakkında Bilgi

Surah Al-Kahf
سُورَةُ الكَهۡفِ
Sayfa 302 (75 ile 83 arasındaki ayetler)

۞ قَالَ أَلَمْ أَقُل لَّكَ إِنَّكَ لَن تَسْتَطِيعَ مَعِىَ صَبْرًا قَالَ إِن سَأَلْتُكَ عَن شَىْءٍۭ بَعْدَهَا فَلَا تُصَٰحِبْنِى ۖ قَدْ بَلَغْتَ مِن لَّدُنِّى عُذْرًا فَٱنطَلَقَا حَتَّىٰٓ إِذَآ أَتَيَآ أَهْلَ قَرْيَةٍ ٱسْتَطْعَمَآ أَهْلَهَا فَأَبَوْا۟ أَن يُضَيِّفُوهُمَا فَوَجَدَا فِيهَا جِدَارًا يُرِيدُ أَن يَنقَضَّ فَأَقَامَهُۥ ۖ قَالَ لَوْ شِئْتَ لَتَّخَذْتَ عَلَيْهِ أَجْرًا قَالَ هَٰذَا فِرَاقُ بَيْنِى وَبَيْنِكَ ۚ سَأُنَبِّئُكَ بِتَأْوِيلِ مَا لَمْ تَسْتَطِع عَّلَيْهِ صَبْرًا أَمَّا ٱلسَّفِينَةُ فَكَانَتْ لِمَسَٰكِينَ يَعْمَلُونَ فِى ٱلْبَحْرِ فَأَرَدتُّ أَنْ أَعِيبَهَا وَكَانَ وَرَآءَهُم مَّلِكٌ يَأْخُذُ كُلَّ سَفِينَةٍ غَصْبًا وَأَمَّا ٱلْغُلَٰمُ فَكَانَ أَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَشِينَآ أَن يُرْهِقَهُمَا طُغْيَٰنًا وَكُفْرًا فَأَرَدْنَآ أَن يُبْدِلَهُمَا رَبُّهُمَا خَيْرًا مِّنْهُ زَكَوٰةً وَأَقْرَبَ رُحْمًا وَأَمَّا ٱلْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَٰمَيْنِ يَتِيمَيْنِ فِى ٱلْمَدِينَةِ وَكَانَ تَحْتَهُۥ كَنزٌ لَّهُمَا وَكَانَ أَبُوهُمَا صَٰلِحًا فَأَرَادَ رَبُّكَ أَن يَبْلُغَآ أَشُدَّهُمَا وَيَسْتَخْرِجَا كَنزَهُمَا رَحْمَةً مِّن رَّبِّكَ ۚ وَمَا فَعَلْتُهُۥ عَنْ أَمْرِى ۚ ذَٰلِكَ تَأْوِيلُ مَا لَمْ تَسْطِع عَّلَيْهِ صَبْرًا وَيَسْـَٔلُونَكَ عَن ذِى ٱلْقَرْنَيْنِ ۖ قُلْ سَأَتْلُوا۟ عَلَيْكُم مِّنْهُ ذِكْرًا
302

Kehf Suresi dinle (Arapça ve Türkçe çeviri)

Türkçe Çeviri

O, demedim miydi sana dedi, gerçekten de sen, benimle beraber bulunmaya dayanamazsın.

Türkçe Harf çevirisi

ḳâle elem eḳul leke inneke len testeṭî`a me`iye ṣabrâ.

İngilizce Çevriyazım

Qala alam aqul laka innaka lan tastateeAAa maAAiya sabran

Türkçe Çeviri

Musa, bundan sonra dedi, sana bir şey sorarsam benimle arkadaş olma artık, bir daha bir şey sorarsam benden ayrılmada gerçekten de mazursun.

Türkçe Harf çevirisi

ḳâle in seeltüke `an şey'im ba`dehâ felâ tüṣâḥibnî. ḳad belagte mil ledünnî `uẕrâ.

İngilizce Çevriyazım

Qala in saaltuka AAan shayin baAAdaha fala tusahibnee qad balaghta min ladunnee AAuthran

Türkçe Çeviri

Gene yola düştüler. Bir şehre geldiler, halkından yemek istedilerse de onları konuklayıp doyuran bir tek kişi bile çıkmadı. Orada bir duvar buldular, yıkılmak üzereydi. O zat, duvarı doğrulttu. Musa, dileseydin dedi, bu hizmete karşılık bir ücret alırdın.

Türkçe Harf çevirisi

fenṭaleḳâ. ḥattâ iẕâ eteyâ ehle ḳaryetin-staṭ`amâ ehlehâ feebev ey yüḍayyifûhümâ fevecedâ fîhâ cidâray yürîdü ey yenḳaḍḍa feeḳâmeh. ḳâle lev şi'te letteḫaẕte `aleyhi ecrâ.

İngilizce Çevriyazım

Faintalaqa hatta itha ataya ahla qaryatin istatAAama ahlaha faabaw an yudayyifoohuma fawajada feeha jidaran yureedu an yanqadda faaqamahu qala law shita laittakhathta AAalayhi ajran

Türkçe Çeviri

O zat, işte dedi, seninle benim aramda artık ayrılık bu. Sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereyim sana.

Türkçe Harf çevirisi

ḳâle hâẕâ firâḳu beynî vebeynik. seünebbiüke bite'vîli mâ lem testeṭi` `aleyhi ṣabrâ.

İngilizce Çevriyazım

Qala hatha firaqu baynee wabaynika saonabbioka bitaweeli ma lam tastatiAA AAalayhi sabran

Türkçe Çeviri

Gemi, denizde çalışan yoksul kimselerindi, onu kusurlu bir hale getirmek istedim, çünkü ilerde bir padişah var, bütün gemileri zaptetmede.

Türkçe Harf çevirisi

emme-ssefînetü fekânet limesâkîne ya`melûne fi-lbaḥri feerattü en e`îbehâ vekâne verâehüm meliküy ye'ḫuẕü külle sefînetin gaṣbâ.

İngilizce Çevriyazım

Amma alssafeenatu fakanat limasakeena yaAAmaloona fee albahri faaradtu an aAAeebaha wakana waraahum malikun yakhuthu kulla safeenatin ghasban

Türkçe Çeviri

Çocuğa gelince: Anası, babası inanmış kimseler. Bu çocuğun, onları azgınlığa ve kafirliğe sevketmesinden korktuk da öldürdük.

Türkçe Harf çevirisi

veemme-lgulâmü fekâne ebevâhü mü'mineyni feḫaşînâ ey yürhiḳahümâ ṭugyânev veküfrâ.

İngilizce Çevriyazım

Waamma alghulamu fakana abawahu muminayni fakhasheena an yurhiqahuma tughyanan wakufran

Türkçe Çeviri

Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine temizlikte daha ileri, merhametçe daha duygulu bir çocuğu vermesini diledik.

Türkçe Harf çevirisi

feeradnâ ey yübdilehümâ rabbühümâ ḫayram minhü zekâtev veaḳrabe ruḥmâ.

İngilizce Çevriyazım

Faaradna an yubdilahuma rabbuhuma khayran minhu zakatan waaqraba ruhman

Türkçe Çeviri

Duvarsa, şehirdeki iki yetim çocuğundu ve altında, onlara ait bir define vardı, babaları da temiz bir adamdı. Rabbin, onların ergenlik çağına gelmelerini ve definelerini çıkarıp elde etmelerini diledi. Bunları kendiliğimden yapmadım. İşte sabredemediğin şeylerin iç yüzü.

Türkçe Harf çevirisi

veemme-lcidâru fekâne ligulâmeyni yetîmeyni fi-lmedîneti vekâne taḥtehû kenzül lehümâ vekâne ebûhümâ ṣâliḥâ. feerâde rabbüke ey yeblügâ eşüddehümâ veyestaḫricâ kenzehümâ. raḥmetem mir rabbik. vemâ fe`altühû `an emrî. ẕâlike te'vîlü mâ lem tesṭi` `aleyhi ṣabrâ.

İngilizce Çevriyazım

Waamma aljidaru fakana lighulamayni yateemayni fee almadeenati wakana tahtahu kanzun lahuma wakana aboohuma salihan faarada rabbuka an yablugha ashuddahuma wayastakhrija kanzahuma rahmatan min rabbika wama faAAaltuhu AAan amree thalika taweelu ma lam tastiAA AAalayhi sabran

Türkçe Çeviri

Sana Zülkarneyn\'i sorarlar. De ki: Ona ait haberleri de okuyalım size.

Türkçe Harf çevirisi

veyes'elûneke `an ẕi-lḳarneyn. ḳul seetlû `aleyküm minhü ẕikrâ.

İngilizce Çevriyazım

Wayasaloonaka AAan thee alqarnayni qul saatloo AAalaykum minhu thikran
302